Kur’ân-ı Kerîm’de İlâhî Azamet

İLAM AKADEMİK YAYINLAR SERİSİ-3

Kur’ân-I Kerîm’de İlâhî Azamet

Dr. Murat KAYA

Sayfa Sayısı: 376
Dili: Türkçe
Basım Yılı: 2011
Ebat: 13,5×21
ISBN 9789753558655

Abdülaziz ed-Debbâğ Hazretleri şöyle buyurur:
“Kur’ân’ı dinleyip onun yüksek mânâlarını kalbi üzerine akıtan herkes kesin olarak idrak eder ki o, ancak Cenâb-ı Rabbu’l-âlemîn Hazretleri’nin kelâmıdır. Çünkü Kur’ân’daki azamet ve satvet, ancak Rubûbiyet azameti ve ulûhiyet satvetidir.
Aklını kullanan zekî bir insan, önce hükümdarın, sonra da halkın sözlerini dinlese, sultanın sözlerinde, diğerlerinden farklı bir nefesin olduğunu hemen farkeder. Hatta âmâ bir insanın bir topluluğa geldiğini farzedelim, sultan da onların arasında gizlenmiş bulunsun. Bu insanlar sırayla konuşurken, âmâ, sultânın sözünü derhal farkeder.
İkisi de sonradan yaratılmış olan insanların sözleri arasındaki fark böyle olursa, beşer sözü ile Cenâb-ı Hakk’ın kadîm kelâmı arasındaki fark nasıl olur acaba! Nitekim sahâbe-i kirâm Kur’ân’dan hareketle Rab’lerini tanıdılar, O’nun sıfatlarını idrak ettiler, rubûbiyetine lâyık olan şeyleri bütün hatlarıyla bilip tasdik ettiler. Böylece Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemek onları, Cenâb-ı Hakk’ı yakînen tanımaya götürdü. Bu, onlar için gözleriyle görmek, kalpleriyle müşâhade edip sıhhatli bir şekilde anlamak yerine geçti. O kadar ki Cenâb-ı Hak onlara göre, yanlarında ve meclislerinde her şeyden daha yakın hâle geldi. Hiç kimseye yanında ve meclisinde bulunan arkadaşı meçhul değildir…” (Ahmed bin Mübârek, el-İbrîz, s. 61)